Diyabetik Retinopati Nedir ve Tedavisi Nasıl Yapılır ?

Diyabetik Retinopati Nedir ve Tedavisi Nasıl Yapılır ?

Diyabet diğer bir adı ile şeker hastalığı, insülinin vücutta bulunmaması yada gerekli görev yapamaması sebebiyle kan şekerinin yüksekliği olan sistematik türde bir hastalıktır. Vücudun bütün damalarını, genel olarak da  küçük ve orta çaplı olan damarları etkiler. Şeker hastalığı ömür boyu süren bir hastalık türü olduğundan, yıllar geçtikçe çeşitli belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Diyabet hastalığından dolayı en çok etkilenen organlar, küçük damarlar konusunda oldukça zengin olan göz, böbrek ve beyin olarak sıralayabiliriz.

Yüksek şeker yeni diyabet gözün bütün bölümleri etkilemektedir. Görme kaybının tam nedeni ise, retina yani ağsı tabaka damarlarda meydana gelen değişikliklerdir. Bu duruma tıp dilinde diyabetik retinopati adı verilmektedir.

Diyabetik Retinopati Kimlerde Görülür?

Gerek Tip I yani İnsüline bağımlı, gerekse Tip II yani İnsülinden bağımsız  şeker hastalığın süresi ne kadar uzunsa ve buna bağlı olarak kan şekerinde oluşan düzensizlikler ne kadar fazla ise, göz damarları da maalesef ki bu ölçüde hasar görür. Örnek vermek gerekirse On yıldır Tip l diyabeti hastalığı olan her 100 bireyin 70 ile 90 gibi ciddi oranlarda retinopati bulguları bulunmaktadır. Tip ll diyabet hastalığında retinopati biraz daha geç başlar ve buna göre de daha hafif seyreder. On beş yıldır Tip ll diyabet hastalığı olan 100 bireyin 60’ında retinopati bulguları mevcuttur.

Diyabetik Retinopatiyi Önlenmesi Mümkün mü ? 

Dünya geneline baktığınızda her 100 diyabetik hastası olan bireyden 2’sinde maalesef körlük gelişmektedir; bu orana daha derin olarak baktığınızda gelişmekte olan ülkelerde çok daha yüksektir. Dünya genelinde 120 milyon kadar diyabet hastası bulunmaktadır ve bu hastalardan 2.5 milyon kişi şeker hastalığı nedeniyle görmesini yitirmiştir.

Diyabetik retinopatiyi tedavi sürecinde asıl amaç, yeni damarların oluşmasını engel olmak, bu sayede ise hasta bireylerin ileriki zamanlarda görme yetisini tamamen kaybetmemesini sağlamaktır.

Tüm hastalıklar için geçerli olduğu gibi şeker hastalığında ve buna bağlı olarak gelişen diyabetik retinopatinin tedavisine erken başlandığında, başlangıç aşamasında iken durdurmak mümkündür.

Diyabetik Retinopati Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir? 

Şeker hastalığı teşhisi konan hastalar, hiçbir şikayetleri bulunmamasına rağmen her yıl mutlaka göz muayenesi olmaları gerekmetedir. Damla kullanılarak  göz bebeği genişletilir, bu sayede göz dibi retinopati açısından ayrıntılı olarak incelenecektir.

Şeker hastalığında diyabetik retinopati başlangıcı tespit edildiğinde, takip muayeneleri oldukça sık yapılır. Gerekli görüldüğü zamanlarda ön kol damarı kullanılarak ilaç verilerek göz dibinin fotoğrafı çekilmesi gerekmektedir. Bu işlem tıp dilinde retina anjiografisi diğer bir adıyla fundus floresein anjiografi-FFA olarak adlandırılmaktadır.

Diyabetik Retinopati Nasıl Tedavi Edilir ?

Yapılan muayene ve anjiografi bulguların incelenmesine göre tedavi gerekliliğine karar verildiğinden itibaren lazer tedavisine başlanacaktır. Diyabetik retinopatinin günümüzde ilaçla tedavisi mümkün olmamaktadır.

Diyabetik Retinopati Tedavisinde Lazer Nedir ve Göze Zarar Verir mi? 

Tedavi aşamasında kullanılan Lazer, belirli dalga boyunda, yüksek enerjili olan ışıktır, gözde bulunan değişik hastalıklar için farklı lazer tedavisi  uygulanmaktadır. Diyabet hastalığında kullanım amacı ise, beslenmeden yoksun olan retina alanlarına lazer uygulaması yaparak, ileriki zamanlarda  görmeyi bozabilecek anormal olan yeni damarların gelişmesini engel olabilmektir.

Lazer tedavisi esnasında amaçlanan hedef, görmeyi arttırma amaçlı  değildir; asıl amaç retinopatinin ilerlemesine engel olarak durdurmak, hasta bireylerin ileriki zamanlarda görmesinin tamamen kaybetmesini yani diğer bir anlatımla kör olmasını önlemektir.

Diyabetik Retinopati Tedavisinde Lazer Kesin Tedavi Sağlar mı?

Burada önemli olan her zaman belirttiğimiz gibi erken teşhis yani, oluşan hasar çok ileri seviyeye geldikten sonra doktora başvurulduğunda, lazer tedavisi maalesef etkisiz olmaktadır. Göz içerisinde büyük miktarlarda kanama olduğunda, yapılacak olan tek seçenek vitrektomi ameliyatının olunmasıdır. Fakat tekrar belirtmemiz gerekirse hastalığın çok ileri olan seviyelerinde başvuran hasta bireylerin, yapılan tüm tedavilerine rağmen görme yetisini düzeltmek yada korumak her zaman mümkün olamamaktadır. Bu nedenle değerli okuyucularımız hastalık ne olursa olsun, vücudunuz bir makine gibidir ve bir şeyler yolunda gitmediğinde bunu size hissettirir. Vücudunuzda herhangi bir şeyin yolunda gitmediğini anladığınız an bir doktora gidip muayene olmalısınız. Unutmayın ki erken teşhis her zaman hayat kurtarır. Sağlıklı ve mutlu günler sizinle olsun.