Erkek Kısırlığında Varikosel Tedavisi Nasıl Yapılır

Erkek Kısırlığında Varikosel Tedavisi Nasıl Yapılır ?

Eşleri gebe kalmayan erkeklerde en sık karşılaşılan anormalliklerin başında varikosel gelmektedir. Varikosel yıllardan bu yana kısırlığın en fazla suçlanan sebeplerinin başında gelmiştir. Varikosel ve kısırlık ilişkisini farklı perspektifler üzerinden incelemekte yarar vardır. Pampiniform pleksus adı verilen daha açık anlatımla testislerden kirli kanı taşımaklar görevli olan damar sisteminde genişlemeler oluşmasına varikosel adı verilmektedir. Varikosel elle hissedilebilir, gözle görülebilir veya Doppler ultrason incelemesi ile kolaylıkla saptanabilir. Doppler ultrason sayesinde saptanan varikosellere subklinik varikosel adı verilmektedir. Varikoseli bulunan erkeklerde kısırlık oluşumunun dışında en belirgin olan yakınma kronik kasık ağrısı yada baskı hissidir. Günümüzde sadece klinik varikoselin yani diğer bir anlatımla gözle görülen yada elle hissedilen varikoselin önemli olduğu kabul edilmektedir.

Daha önce eşi gebe kalmış olan erkeklerin %20 si oranlarında varikosel bulunmaktadır. Kadınların normal olduğu kısır çiftlere bakıldığında ise varikosel görülme oranı %40 civarındadır. ABD de askerlik döneminde gelen bireylerde yapılan araştırmalarda genç erkeklerin % 25 gibi bir oranda klinik varikosel görülmüştür. Bu erkekler üzerinde daha sonraki yapılan uzun dönem takiplerinde varikoseli olan ve olmayanların eşlerinin gebe kalma oranlarında son derece farklılıklar saptanmamıştır.

Varikoselin nasıl kısırlığa neden olduğuna  dair herkes tarafından kabul gören bir teori bulunmamaktadır. Varikoselin hastalığının bugün için tek  tedavisi cerrahidir. Mikro cerrahi yöntemi ile spermatik ven ligasyonu adı verilmiş olan bir operasyonla variköz genişleme meydana gelmiş damarlar bağlanır. Bu operasyon endoskopik olarak yapılabileceği gibi radyolojik embolizasyon teknikleri de kullanılarak da yapılabilir. Tekniklerin birbirleri ile arasında karşılaştırmalı olan çalışmaları olmadığından dolayı hangisinin daha üstün olduğu hakkında kesin bir görüş birliği yoktur. Genel olarak bakıldığında ürologlar arasında kabul görmüş olan görüş subklinik varikosellerin tamirinin yapılmasının herhangi bir faydası olmadığı şeklindedir. Klinik kısaca elle hissedilen yada gözle görülen varikosellerin özellikle de kronik kasık ağrısı yada baskı hissi ile beraber olanların ve aynı zaman da adolesan çağda görülen varikosellerin tedavi edilmeleri gerektiği konusunda da kesin olarak görüş birliği mevcuttur.