İnsanların düşünce yapıları bazen onları çok kötümser bir hale getirebilir. Sürekli olumsuz düşünme yapısı yüzünden hayattan soğumalarına ve sosyalleşmekten uzak bir hayat yaşamalarına neden olur. Endişenin sürekli yaşanması kişinin tüm hayatının olumsuz bir şekilde etkilenmesine neden olabilmektedir. İnsanların bu durumu kanıksaması ile kendilerinin fark etmesi çok da mümkün olmuyor. Bu duruma toplum arasında kaygı bozukluğu denilmektedir. Bunun yanı sıra anksiyete bozukluğu, panik atak gibi farklı isimlerle de kullanılabilmektedir. Günümüzde en popüler olan kaygı sorunu ise obsesif-kompulsif bozukluk olarak kabul edilmektedir. Bunların hepsinin ortak sorunu aslında ortada bulunmayan ancak insan tarafından sürekli var olduğu düşünülen korkudur. Bu korkunun varlığına insan o kadar çok inanmış olması onun sürekli negatif bir yapıya sahip olmasına neden olmaktadır.
Kaygı Bozukluğu Belirtileri
Bu durumun farkına varılmasının bazı belirtileri vardır. Kaygı bozukluğu yaşayan kişinin konsantrasyon bozukluğu yaşaması, aşırı bir sinir göstermesi, sürekli huzursuz olması, toplum içinde gergin ve ürkek bir yapısının bulunması gibi belirtileri bulunabilmektedir. Bir sohbet esnasında sürekli olarak karamsar düşünce yapısı ile ortaya çıkabilmesi de bunun belirtilerinden birisidir. Örneğin çok güzel bir tatil planı yapıldığı esnada bu kişi söze girerek aslında tatilde yaşanabilecek olumsuz durumlar hakkında görüş bildirmeye başlayabilir. Sadece bu örnek için değil her durum için aynı olay yaşanma ihtimali çok yüksek olacaktır.
Kaygı bozukluğu belirtileri sadece duygusal olarak kendini göstermez. Aşırı bir kaygı bozukluğu yaşanması insanlarda fiziksel olarak da sorunların yaşanmasına neden olabilir. Bunun nedenleri de psikolojiktir diyebiliriz. Çünkü yapacağı işte başına kötü bir durumun geleceğini hayal eden kişi kendini fiziksel olarak hasta hissetmeye yönlendirebiliriz. Sık aralıklarla tuvalete gitmek, uykusuzluk yaşanması, yorgunluk belirtilerinin fazlaca olması, başın ağrıması ve kaslarda gerginlik olması bunların belirtilerinden sadece birkaç tanesidir. İnsanlar kendini o kadar çok hasta olmaya yönlendirdikleri için ortada aslında bir sorun olmasa bile varmış hissi yaşatarak hasta olabilirler. Tabi bu kaygı bozukluğunun farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Şimdi bunlara hep birlikte bakalım.
Kaygı Bozukluğu Tedavileri
Bu sorunun tedavisi için iki farklı tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Birisi psikoterapi tedavisi ve ilaç tedavisi kullanılmaktadır. Bazı durumlarda iki tedavi birlikte uygulanmaktadır. Psikoterapi genellikle psikiyatrist yada psikolog gözetiminde sohbet şeklinde yapılan tedavi yöntemidir. Bu yöntemde amaç kaygı sorunu yaşayan kişinin benliğinin derinlerine inerek sorunun gerçek yüzünü ortaya çıkarmaktır. Kaygı bozukluğu yaşayan hastanın neden kendini bu duruma sürüklediğinin sebebi bulunması sağlandığı ise sorunun tedavisi daha kolay bir şekilde olacaktır. Bu sayede kaygı bozukluğu tamamen ortadan kaldırılmış olacaktır. Bu tedavi yönteminde hastanın da aktif bir şekilde tedavide rol üstlenmesi etkili olacaktır. O nedenle kişinin kendi isteğiyle bu tedaviyi kabul etmesi ve aktif bir paylaşım içinde bulunması gerekmektedir.
Bu sorunun çözümünde ilaç tedavisi de uygulanabilmektedir. Ancak ilaç tedavisi hastalığın tamamen ortadan kaldırması açısından önemli değildir. Genelde ilaç tedavisi hastanın kaygılarını daha iyi yönetmek ve yönlendirmek amacı ile psikolog tarafından kullanılan bir yöntemdir. Genelde bu tedavi de sakinleştirici özelliğe sahip haplar tercih edilmektedir. Ayrıca bu süreci yaşayan kişinin beslenme alışkanlıklarına da dikkat etmesi gerekmektedir. Özellikle kaygıyı arttırıcı özelliğe sahip olan kafeini bol içeceklerden uzak durulması şarttır. Ayrıca bu durumdan kurtulmak için kişi kendi tedavi yöntemlerini bulabileceği gibi istenmesi durumunda topluluk için de bu duyguyu yenebilecek çalışmalara da dahil olabilir. Zaman için bu tedavi yöntemleri ile kaygı bozukluğu sorunu ortadan kalkacaktır.
YORUM GÖNDER