Küresel ekonominin ne anlama geldiğini merak etmekte olan bir okuyucu tarafından sorulan sorular bazında insanları bu konu hakkında aydınlatarak bilgiler vermek adına bu yazımızı sizler ile paylaşıyoruz.
Küreselleşmenin ekonomik boyutunu yapısal olarak incelediğimizde finansın ve üretimin küreselleşmesi ile karşı karşıya kalmaktayız. Ekonomik küreselleşmenin bu iki alan arasında hassas bir ilişkisi yer alır. Küresel üretim, küresel finansın bir fonksiyonudur. Küresel finans hareketleri, küresel üretimi etkilemektedir. Sonuç olarak ise finansal istikrarsızların küresel ekonomiyi olumsuz bir biçimde etkilediği görülmektedir. Bu noktada küresel ekonominin zaafı ile karşı karşıya kalınmaktadır. Günümüz küresel ekonomisinde ciddi boyutlarda istikrarsızlıklar görülebilmektedir. Daha önceleri de denildiği gibi uluslararası ekonomi yönetimine hâkim olmaya başlayan açıklık politikalarının etkileri öncelik olarak finans alında etkisini göstermeye başlamıştır. Devlet güdümlü uluslararası para sisteminden günümüz piyasa güdümlü uluslararası para sistemine geçiş gerçekleşmiştir. Piyasa güdümlü uluslararası para sistemini belirleyen altı özellikler tespit edilmiştir. Bunlar;
- Sermaye hareketlerinin ülke içinde yaygın liberasyonunu takiben finansal portföylerin uluslararası hale gelmesi
- Finansal aracı kurumlar olarak bankaların öneminin piyasaya göre azalış göstermesi sonucunda menkul kıymetleştirme, tahvil ihraç etme vb. öneminin artması
- Uluslararası finansal işlem ölçeğinin ticaret işlemlerine göre gelişmesinin ışığında, döviz kurlarının finansal piyasalar ile belirlenmesi
- Genel olarak bilgi işlem ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile açıklanan piyasa değişkenliği
- Uluslararası piyasalarda nispeten küçük bir grup kuruluşun benzer analiz ve davranış gelenekleri ile aynı anda ticaret yapmalarından doğan piyasa yoğunluğu
- Döviz kuru baskılarından kendilerini yalıtamayan ülkelerin aynı zamanda iç ekonomi politikaları bakımından da disiplinli olmamaları
Bunlar ve benzeri pek çok örnek incelendiğinde karşımıza çıkan tablo şudur:
-Bilgiişlem ve haberleşme teknolojilerindeki gelişmeler, finans piyasalarına olağanüstü bir hareket yeteneği kazandırmış, uluslararası ekonomiye hâkim olmaya başlayan açıklık politikaları sonucunda hareket serbestisi de kazanan sermaye, dünya çapında kısa vadeli fakat büyük hacimli finansal operasyonlar gerçekleştirir hale gelmiştir.
Çin’de enflasyon yükseliyor mu? Son 4 sene içerisinde hammadde piyasalarındaki meydana gelmekte olan değişimlerin ne kadar farkındasınız? Birçok hammadde fiyatı neredeyse 4 katına kadar ulaştı. Petrol üreticileri, kömür üreticileri, çelik üreticileri, demir cevheri üreticileri, bakır üreticileri, mısır ve buğday üreticileri şuan da ciddi bir biçimde kazanç elde etmektedirler. 30 sene öncesine kadar böyle gelişmeler dünya ekonomisini resesyona sokacak etkiye sahip iken bugün ise enflasyon oluşmasını bir kenara bırakın artık dünya büyümesi son yıllarda yıllık olarak yaklaşık %5 hızla büyümektedir. Bunun en büyük sebepleri ise küreselleşme, teknolojinin hızla gelişmesi ve yayılması ve verimlilik artışlarıdır. Çin enflasyon ile para değerlerinin küçük miktarlarda artırarak kolaylıkla mücadele edebilmektedir. Şuan izledikleri yol haritası bunun ile mevcuttur. Paralarını dolara karşı olarak yılda %2-3 arasında değerlendirerek enflasyonun yükselmesine mani oluyorlar. İçeride ise faizleri yükseltip balon oluşmasını engellemek için çaba sarf ediyorlar.
Amerika’da bazı tribünlere oynayan politikacılar Çin’in değer artırma yapmasını istemektedirler. Bu tür bir gelişme sağlanması halinde ise Amerikalı üreticiler avantaj sağlayarak Çin’den ithal edilen miktar azaltılacaktır. Fakat %5 kadar bir revalüasyonun Amerika’ya bir faydası olmaz. Amerikan para birimi son zamanlarda Euro para birimine karşı önemli ölçüde değer kaybına uğradı. Yüksek ücret kazanmak isteniyorsa katma değeri yüksek olan ürünlerin üretilmesi gereklidir. Çin’e yapılan baskılar her durumda istenilenden farklı sonuçlar doğuracaktır. Buna ise ekonomide ‘’ The Law of Unintended Consequenses’’ adı verilmektedir. Genel olarak politikacılar tarafından ortaya atılan çözüm önerilerinin neredeyse tamamı bu kuralın gazabına uğradığından ötürü serbest piyasa ekonomisi daha çok ön plana çıkmakta ve savunulmaya değer bir hal almaktadır.
YORUM GÖNDER